
Dünyanın en uzun boylu kadını olarak tanınan Rumeysa Gelgi, 2 metre 15 santimetrelik boyuyla Guinness Rekorlar Kitabı'nda yer alıyor. Gelgi, son olarak Türk Hava Yolları (THY) ile gerçekleştirdiği Londra seyahatiyle gündeme geldi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla dikkat çeken Gelgi, seyahat deneyimini takipçileriyle paylaştı. Özel olarak hazırlanan uçak koltuğunda konforlu bir yolculuk geçiren Gelgi, Londra'da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Rumeysa Gelgi'nin bu seyahati, hem fiziksel özellikleri hem de seyahat deneyimiyle ilgili merak uyandırdı. THY'nin özel düzenlemelerle gerçekleştirdiği bu uçuş, Gelgi'nin konforunu sağlamak adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Londra'da çeşitli etkinliklere katılması beklenen Gelgi, dünya genelinde ilgiyle takip ediliyor. Bu tür haberler, engelli bireylerin seyahat deneyimlerinin iyileştirilmesi adına önemli bir farkındalık yaratıyor. Rumeysa Gelgi'nin seyahati, hem kişisel bir başarı hikayesi hem de toplumsal bir mesaj taşıyor.

Kırşehir'de yaşayan Fatma Öztürk, iş yerinden ayrıldıktan sonra cebinde kalan sadece 150 TL ile büyük bir başarı hikayesi yazdı. Öztürk, KOSGEB'in sunduğu destek programlarından yararlanarak kendi işini kurmayı başardı. İlk adımı atarken elindeki sınırlı bütçeyi en iyi şekilde değerlendiren Öztürk, parça parça alımlar yaparak işini büyüttü. Girişimcilik yolculuğunda karşılaştığı zorluklara rağmen azimle çalışan Öztürk, kısa sürede işinin patronu oldu. KOSGEB'in sağladığı eğitim ve destekler sayesinde iş dünyasında kendine sağlam bir yer edinen Öztürk, diğer girişimcilere de ilham kaynağı oldu. Başarı hikayesi, girişimcilik hayali kuran birçok kişiye cesaret verirken, KOSGEB'in sunduğu fırsatların önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Fatma Öztürk'ün hikayesi, azim ve kararlılıkla nelerin başarılabileceğini gösteren etkileyici bir örnek olarak dikkat çekiyor.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), terör örgütü PKK/KCK'nın Suriye'deki önemli isimlerinden biri olan Serhat Özmen'i yurt dışında düzenlediği başarılı bir operasyonla yakalayarak Türkiye'ye getirdi. Özmen, örgütün Suriye yapılanmasında sözde sorumlu olarak biliniyordu. Bu operasyon, Türkiye'nin terörle mücadelede kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. MİT'in uluslararası alandaki etkinliği ve iş birliği kapasitesi sayesinde, Özmen gibi önemli bir figürün yakalanması, örgütün faaliyetlerini zayıflatma açısından büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye, terörle mücadelede ulusal ve uluslararası düzeyde iş birliğini artırarak, benzer operasyonlarla terör örgütlerinin etkisini azaltmayı hedefliyor. Bu tür operasyonlar, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı alınan önlemlerin ne denli etkili olduğunu gösteriyor. Özmen'in yakalanması, terörle mücadelede elde edilen başarıların bir göstergesi olarak, kamuoyunda da geniş yankı buldu. MİT'in bu başarısı, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığını ve uluslararası alandaki etkinliğini bir kez daha kanıtladı.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Jandarma'nın ortak operasyonu, insan kaçakçılığına karşı yürütülen mücadelede önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Operasyon kapsamında, yasa dışı göçmenlerin Türkiye'ye kaçak yollarla girişini organize eden 20 kişi gözaltına alındı. Bu kişiler arasında kamu görevlilerinin de bulunması, olayın ciddiyetini artırıyor. Gözaltına alınanlardan 13'ü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu gelişme, Türkiye'nin insan kaçakçılığına karşı sıfır tolerans politikası izlediğini bir kez daha gösteriyor. Operasyon, yasa dışı göçmenlerin ülkeye girişini engellemek ve insan kaçakçılığı şebekelerini çökertmek amacıyla gerçekleştirildi. Güvenlik güçleri, bu tür suçlarla mücadelede kararlılıkla hareket etmeye devam edeceklerini belirtti. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu operasyon, Türkiye'nin sınır güvenliğine verdiği önemi ve insan kaçakçılığına karşı yürüttüğü etkin mücadeleyi gözler önüne seriyor. MİT ve Jandarma'nın koordineli çalışmaları, suç örgütlerinin çökertilmesinde kritik rol oynuyor. Bu tür operasyonların devam etmesi, toplumun güvenliği açısından büyük önem taşıyor.

Galatasaray Daikin, Voleybol Vodafone Sultanlar Ligi'nin 12. haftasında Eczacıbaşı Dynavit'i deplasmanda 3-1 yenerek önemli bir galibiyet elde etti. Maç, her iki takımın da yüksek tempolu ve çekişmeli oyununa sahne oldu. Galatasaray Daikin, setleri 25-22, 18-25, 25-21 ve 25-19'luk skorlarla kazanarak sahadan galip ayrıldı. Bu sonuçla birlikte Galatasaray, ligdeki iddiasını sürdürmeye devam etti. Maçın dikkat çeken bir diğer yanı ise Galatasaray'ın futbolcusu Lucas Torreira'nın da tribünlerde yer almasıydı. Torreira, takım arkadaşlarına destek vermek için maçı izlemeye geldi. Galatasaray Daikin'in bu galibiyeti, takımın moralini yüksek tutarken, taraftarlarını da sevindirdi. Eczacıbaşı Dynavit ise bu mağlubiyetle birlikte ligdeki pozisyonunu korumak için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğinin farkına vardı. Her iki takımın da önümüzdeki maçlarda nasıl performans sergileyeceği merakla bekleniyor. Bu tür karşılaşmalar, voleybolun ne kadar heyecan verici ve rekabetçi bir spor olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

İzmir'in Seferihisar ilçesinde 20 Kasım'da meydana gelen silahlı saldırıda yaralanan polis memuru Mehmet Tozun, tedavi gördüğü hastanede şehit oldu. Tozun'un cenazesi, ailesi ve sevenleri tarafından gözyaşları içinde toprağa verildi. Cenaze törenine katılanlar arasında, Tozun'un meslektaşları ve yakınları da yer aldı. Tören sırasında duygusal anlar yaşanırken, şehidin çocukları ve ailesi güçlükle ayakta durabildi. Mehmet Tozun, görev yaptığı süre boyunca vicdanlı ve yardımsever kişiliğiyle tanınıyordu. Özellikle cezaevindeki mahkumlara bile harçlık vererek onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığı biliniyordu. Bu özelliği, onu meslektaşları ve çevresi arasında sevilen bir isim haline getirmişti. Şehidin ani kaybı, hem ailesini hem de meslektaşlarını derinden sarstı. İzmir Emniyet Müdürlüğü, Tozun'un adının yaşatılması için çeşitli projeler üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Mehmet Tozun'un vefatı, toplumda derin bir üzüntü yaratırken, onun anısı ve bıraktığı izler, uzun süre hafızalardan silinmeyecek gibi görünüyor.

İzmir merkezli olarak 32 ilde gerçekleştirilen geniş çaplı operasyon, terör örgütü DEAŞ'ın finansman yapılanmasına darbe vurdu. Güvenlik güçleri, uzun süredir takip ettikleri şüphelilere yönelik eş zamanlı baskınlar düzenledi. Operasyon kapsamında 100 kişi gözaltına alındı. Yapılan sorgulamalar ve elde edilen deliller ışığında, 31 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu operasyon, DEAŞ'ın Türkiye'deki finansal kaynaklarını kesmeyi hedefleyen önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Yetkililer, operasyonların devam edeceğini ve terör örgütleriyle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu operasyon, güvenlik güçlerinin terörle mücadeledeki etkinliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, bu tür operasyonların terör örgütlerinin hareket alanını daraltacağını ve finansal kaynaklarını kısıtlayacağını ifade ediyor. Türkiye genelinde güvenlik önlemleri artırılırken, vatandaşların da bu süreçte duyarlı olmaları ve şüpheli durumları yetkililere bildirmeleri önem taşıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreterliği'ne atanan Büyükelçi Feridun Hadi Sinirlioğlu'nu tebrik etti. Sinirlioğlu, 57 üye ülkenin oy birliğiyle bu önemli göreve seçildi. Erdoğan, Sinirlioğlu'nun atanmasının Türkiye için gurur verici bir gelişme olduğunu belirtti ve kendisine yeni görevinde başarılar diledi. AGİT, Avrupa'da güvenlik ve işbirliğini artırmayı amaçlayan önemli bir uluslararası kuruluş olarak biliniyor. Sinirlioğlu'nun bu pozisyonda, AGİT'in hedeflerine ulaşmasında önemli katkılar sağlayacağı düşünülüyor. Türkiye'nin uluslararası diplomasi sahnesindeki etkin rolü, Sinirlioğlu'nun bu göreve atanmasıyla bir kez daha vurgulanmış oldu. Sinirlioğlu'nun, AGİT Genel Sekreteri olarak Avrupa'daki güvenlik ve işbirliği konularında önemli adımlar atması bekleniyor. Bu atama, Türkiye'nin uluslararası arenadaki etkisini artırma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Sinirlioğlu'nun liderliğinde, AGİT'in bölgesel sorunlara çözüm bulma konusundaki çabalarının daha da güçlenmesi öngörülüyor. Bu gelişme, Türkiye'nin diplomatik başarıları arasında önemli bir yer tutuyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Katar'da düzenlenecek Doha Forumu marjında Türkiye ve İran dışişleri bakanlarıyla bir araya gelerek Suriye'deki durumu değerlendirecek. Lavrov, ABD'li gazeteci Tucker Carlson'a verdiği röportajda, bu görüşmenin bölgedeki istikrarı artırma potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Görüşmede, Suriye'deki mevcut durumun yanı sıra, terörle mücadele ve insani yardım konularının da ele alınması bekleniyor. Türkiye ve İran, Suriye krizinin çözümünde önemli aktörler olarak öne çıkarken, Rusya'nın da bu süreçteki rolü dikkat çekiyor. Üç ülkenin bir araya gelerek ortak bir strateji geliştirmesi, uluslararası toplum tarafından da yakından izleniyor. Bu görüşme, Suriye'deki çatışmaların sona erdirilmesi ve kalıcı bir barış ortamının sağlanması için atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bölgedeki gelişmelerin, uluslararası ilişkilerde yeni dinamikler yaratabileceği düşünülüyor.

Anadolu'nun ilk kadın hükümdarı olarak bilinen Hüdavent Hatun'un türbesi, Niğde'de yer alıyor ve eşsiz süslemeleriyle dikkat çekiyor. Uzman Sanat Tarihçisi Burak Paklacı, bu türbenin Türk mitolojisi ve İslam öncesi birçok unsuru barındırdığını belirtiyor. Türbenin süslemeleri, dönemin sanat anlayışını ve kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor. Paklacı, türbenin zengin süsleme programının başka bir yapıda rastlanmadığını vurgularken, bu unsurların tesadüfi olmadığını ifade ediyor. Türbenin iç ve dış cephelerinde yer alan işlemeler, dönemin sanat ve kültür anlayışını yansıtıyor. Bu türbede kullanılan motifler, Anadolu'nun tarih boyunca geçirdiği kültürel etkileşimlerin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Hüdavent Hatun Türbesi, hem tarihi hem de sanatsal açıdan büyük bir öneme sahip. Bu türbe, Anadolu'nun kültürel mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından da önemli bir rol oynuyor. Ziyaretçiler, bu türbeyi gezerek hem tarihi bir yolculuğa çıkıyor hem de Türk sanatının zenginliğini keşfetme fırsatı buluyor.