
İstanbul Maratonu, bu yıl da binlerce koşucunun katılımıyla İstanbul'un iki kıtasını birleştiren eşsiz bir etkinlik olarak başladı. Spor İstanbul tarafından düzenlenen ve Türkiye İş Bankası'nın sponsorluğunda gerçekleştirilen maraton, Asya'dan Avrupa'ya uzanan benzersiz parkuruyla dikkat çekiyor. Maraton, sadece profesyonel atletleri değil, aynı zamanda amatör sporcuları ve maraton tutkunlarını da bir araya getiriyor. Katılımcılar, Boğaziçi Köprüsü'nden geçerek İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginlikleri eşliğinde unutulmaz bir deneyim yaşıyor. Etkinlik, sadece bir spor organizasyonu olmanın ötesinde, İstanbul'un tanıtımına katkı sağlayan önemli bir turistik etkinlik olarak da öne çıkıyor. Maratonun bu yılki teması, sağlıklı yaşam ve çevre bilincini artırmak amacıyla "Yeşil İstanbul" olarak belirlendi. Katılımcılar, hem fiziksel sınırlarını zorlamak hem de bu önemli mesajı yaymak için bir araya geliyor. İstanbul Maratonu, her yıl olduğu gibi bu yıl da büyük bir coşku ve heyecanla devam ediyor.

Ekim 1969, modern dünyanın temellerinin atıldığı bir tarih olarak kayıtlara geçti. O gün, Kaliforniya Üniversitesi'nden Leonard Kleinrock ve Stanford Araştırma Enstitüsü'nden Douglas Engelbart, aralarındaki 560 kilometrelik mesafeye rağmen bilgisayarlarını birbirine bağlamayı başardılar. Bu, internetin ilk adımı olarak kabul edilen ARPANET'in başlangıcıydı. Ancak, sistemin ilk denemesi beklenmedik bir şekilde kısa sürdü. "LOGIN" kelimesini göndermeye çalışırken, sadece "L" ve "O" harfleri karşı tarafa ulaştı ve sistem çöktü. Engelbart, bu deneyimi "Bardağı yangın hortumuyla doldurmak gibiydi" şeklinde tanımladı. Bu başarısızlık gibi görünen an, aslında gelecekteki dijital devrimin habercisiydi. İnternetin doğuşu, bilgiye erişimi ve iletişimi kökten değiştirdi. Bugün, milyarlarca insanın hayatını şekillendiren bu teknoloji, o günkü küçük bir adımın sonucudur. Bu tarihi olay, bilim ve teknoloji alanında yapılan yeniliklerin ne denli büyük etkiler yaratabileceğinin en somut örneklerinden biri olarak hafızalarda yerini aldı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cibuti Cumhurbaşkanı İsmail Omar Guelleh ile gerçekleştirdiği görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi yönünde önemli adımlar attı. Görüşme, Türkiye'nin Afrika kıtasındaki etkisini artırma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Fidan ve Guelleh, ekonomik işbirliği, ticaret hacminin artırılması ve kültürel değişim programları gibi konularda fikir alışverişinde bulundu. Ayrıca, bölgesel güvenlik meseleleri ve terörle mücadele gibi önemli başlıklar da ele alındı. Türkiye'nin Cibuti'deki yatırımlarının artırılması ve altyapı projelerine destek verilmesi konularında da mutabakata varıldığı belirtiliyor. Bu görüşme, Türkiye'nin Afrika'daki diplomatik ilişkilerini derinleştirme çabalarının bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Fidan'ın Cibuti ziyareti, iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin daha da pekişmesine katkı sağlayacak gibi görünüyor. Bu tür diplomatik temaslar, Türkiye'nin uluslararası arenada daha etkin bir rol üstlenmesi açısından büyük önem taşıyor.

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, Ahmet Özer’in gözaltına alınmasıyla ilgili İstanbul’da düzenlenen mitinge katılmaması nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu. Ancak Köksal, bu eleştirilere karşı net bir duruş sergiledi. "Gel deyince gelenlerden olmadım" diyerek, kendi kararlarını bağımsız bir şekilde verdiğini vurguladı. Köksal, belediye başkanlarının her çağrıya uymak zorunda olmadığını belirterek, kendi önceliklerine göre hareket ettiğini ifade etti. Bu açıklama, siyasette bağımsız duruşun önemini bir kez daha gündeme getirdi. Köksal’ın bu tavrı, bazı kesimler tarafından takdirle karşılanırken, bazıları tarafından ise eleştirildi. Ancak Köksal, bu tür tepkilere alışık olduğunu ve kendi doğrularından şaşmayacağını belirtti. Bu olay, yerel yönetimlerdeki liderlerin bağımsız karar alma süreçlerini ve bu süreçlerin kamuoyuna yansımalarını bir kez daha gözler önüne serdi. Köksal’ın açıklamaları, yerel siyasette liderlerin nasıl bir duruş sergilemesi gerektiği konusunda önemli bir tartışma başlattı.

Erzurumspor FK, Trendyol 1. Lig'in 11. haftasında kendi sahasında Amed Sportif Faaliyetler'i ağırladı. Maç, Erzurumspor'un 2-0'lık üstünlüğüyle sona erdi. Bu galibiyet, Erzurumspor'un ligdeki konumunu güçlendirdi ve taraftarlarına büyük bir sevinç yaşattı. İlk yarıda dengeli bir oyun sergileyen her iki takım da gol yollarında etkili olamadı. Ancak ikinci yarıda Erzurumspor, oyunun kontrolünü ele alarak rakip kalede daha fazla pozisyon buldu. Maçın ilk golü 65. dakikada geldi. Erzurumspor'un hücum hattındaki etkili performansı, Amed Sportif savunmasını zor durumda bıraktı. İkinci gol ise 80. dakikada geldi ve bu golle Erzurumspor galibiyeti garantiledi. Amed Sportif, maç boyunca mücadeleci bir oyun sergilese de Erzurumspor'un etkili ataklarına karşı koyamadı. Bu sonuçla Erzurumspor, ligdeki puanını artırarak üst sıralara tırmanma yolunda önemli bir adım attı. Taraftarlar, maç sonunda takımlarını coşkuyla desteklemeye devam etti. Erzurumspor'un bu galibiyeti, takımın moralini yükseltirken, gelecek haftalar için de umut verdi.

yaşındaki Nur Pera Abuç, at binme tutkusunu başarıya dönüştürdü. Henüz 2 yaşında at binmeye başlayan Pera, kısa sürede büyük bir yetenek sergileyerek dikkatleri üzerine çekti. Atı Vefa ile birlikte katıldığı PI, PII, EQUIFIN Türkiye Kupası'nda 6-10 yaş kategorisinde Türkiye birincisi olarak büyük bir başarıya imza attı. Pera'nın bu başarısı, genç yaşına rağmen gösterdiği azim ve kararlılığın bir göstergesi olarak öne çıkıyor. "Atlara sarılmak beni mutlu ediyor" sözleriyle atlara olan sevgisini dile getiren Pera, bu alandaki tutkusunu ve bağlılığını da gözler önüne seriyor. Atlı sporlar, hem fiziksel hem de zihinsel gelişime katkı sağlarken, Pera'nın bu alandaki başarısı, genç sporcular için de ilham kaynağı oluyor. Türkiye'de atlı sporların gelişimine katkı sağlayan bu tür başarılar, gelecekte daha fazla genç yeteneğin ortaya çıkmasına öncülük edebilir. Nur Pera Abuç'un hikayesi, sporun ve azmin bir araya geldiğinde neler başarabileceğini bir kez daha kanıtlıyor.

Şubat'ta meydana gelen ve Hatay'da büyük yıkıma neden olan depremin ardından, şehirdeki yeniden yapılanma çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Hatay Valisi Mustafa Masatlı, Dikmece, Kisecik, Karaali ve Alazı mahallelerinde yapımı süren TOKİ Kentsel Afet Konutları inşaat sahalarını ziyaret ederek, projelerin son durumu hakkında bilgi aldı. Bu mahalleler, depremin en çok etkilediği bölgeler arasında yer alıyor ve yeni konut projeleri, bölge halkının güvenli ve modern yaşam alanlarına kavuşmasını hedefliyor.
TOKİ tarafından yürütülen bu projeler, sadece konut inşasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda sosyal donatı alanları, yeşil alanlar ve altyapı çalışmalarıyla da dikkat çekiyor. Vali Masatlı, incelemeleri sırasında inşaatların planlanan takvime uygun şekilde ilerlediğini ve kısa sürede tamamlanmasının hedeflendiğini belirtti. Bu projeler, Hatay'ın yeniden ayağa kalkması ve bölge halkının yaşam kalitesinin artırılması açısından büyük önem taşıyor.
Depremin yaralarını sarmak ve gelecekte benzer felaketlere karşı daha dirençli yapılar oluşturmak amacıyla sürdürülen bu çalışmalar, Hatay'ın yeni yüzünü şekillendiriyor. Şehir, modern ve güvenli yapılarıyla geleceğe umutla bakıyor.

Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde meydana gelen trajik kazada, genç avukat Şevval Fidan hayatını kaybetti. Elektrikli bisikletiyle gezdiği sırada bir otomobilin çarpması sonucu ağır yaralanan Fidan, 28 gün boyunca hastanede yaşam mücadelesi verdi. Bursa Emniyet Müdür Yardımcısı Ferit Fidan'ın kızı olan Şevval, hukuk camiasında sevilen bir isimdi. Kazanın ardından ailesi ve arkadaşları büyük üzüntü yaşarken, olayın detayları ve sürücünün durumu hakkında soruşturma devam ediyor. Şevval Fidan'ın vefatı, trafik kazalarının ne denli acı sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Toplumda trafik güvenliği bilincinin artırılması gerektiği vurgulanırken, bu tür kazaların önlenmesi için daha fazla önlem alınması çağrısı yapıldı. Şevval Fidan'ın anısına düzenlenecek olan anma töreni, ailesi ve arkadaşları tarafından organize edilecek. Bu üzücü olay, genç yaşta kaybedilen bir hayatın ardından geride kalanların yaşadığı derin acıyı bir kez daha hatırlatıyor.

Tokat’ın Erbaa ilçesinde meydana gelen trajik olay, otomobil tamiri sırasında yaşanan beklenmedik bir kaza ile gündeme geldi. 37 yaşındaki Metehan Tekin, aracının patlayan lastiğini değiştirmek isterken bijon anahtarının fırlaması sonucu başından ağır yaralandı. Olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırılan Tekin, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Bu tür kazaların nadir görülmesi, olayın şaşkınlık yaratmasına neden oldu. Uzmanlar, lastik değişimi sırasında dikkat edilmesi gereken güvenlik önlemlerine vurgu yaparak, bu tür kazaların önlenebilir olduğunu belirtiyor. Bijon anahtarlarının doğru kullanımı ve araç bakımının profesyoneller tarafından yapılmasının önemine dikkat çekiliyor. Tekin'in ani kaybı, ailesi ve yakın çevresi için büyük bir üzüntü kaynağı oldu. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için sürücülerin araç bakımı konusunda daha dikkatli olmaları gerektiği ifade ediliyor. Metehan Tekin’in vefatı, toplumda araç güvenliği konusundaki farkındalığın artmasına vesile olabilir.

Küçükçekmece'de yaşanan trajik olay, 19 yaşındaki Muhammet Mutluay'ın hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. Arkadaşlarıyla birlikte halı sahadan dönerken uğradığı silahlı saldırı, genç Muhammet'i hayattan kopardı. Olay, çevrede büyük bir üzüntü ve tepki yarattı. Muhammet'in cenazesi, Sancaktepe'de kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Ailesi ve yakınları, genç yaşta kaybettikleri Muhammet için gözyaşı döktü. Olayın ardından polis, saldırganları yakalamak için geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için yetkililerin daha sıkı önlemler alması gerektiği vurgulanıyor. Toplumda artan şiddet olaylarına dikkat çekilerek, gençlerin bu tür trajedilerden korunması için daha fazla çaba harcanması gerektiği ifade ediliyor. Muhammet Mutluay'ın ölümü, genç yaşta kaybedilen bir hayatın acısını bir kez daha hatırlatıyor. Bu tür olayların önüne geçmek için toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerektiği belirtiliyor.