Thumbnail

Karabük'ün Eskipazar ilçesinde yer alan Hadrianopolis Antik Kenti, son dönemde yapılan kazı çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Bu kazılarda ortaya çıkan en dikkat çekici buluntulardan biri, Hz. Süleyman'ın at üzerinde şeytanı mızrakladığı bir sahnenin resmedildiği kolye ucu oldu. Bu eşsiz eser, Anadolu arkeolojisinde bugüne kadar benzeri görülmemiş bir parça olarak değerlendiriliyor. Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü tarafından yürütülen kazı çalışmaları, bölgenin tarihi zenginliğini gözler önüne seriyor. Uzmanlar, bu tür buluntuların, antik dönemdeki inanç sistemleri ve sanat anlayışları hakkında önemli ipuçları sunduğunu belirtiyor. Hadrianopolis Antik Kenti, Roma dönemine ait kalıntılarıyla bilinirken, bu yeni keşif, kentin tarihine dair daha derinlemesine bir anlayış geliştirilmesine olanak tanıyor. Arkeologlar, bu tür eserlerin, bölgenin turizm potansiyelini artırabileceğini ve daha fazla ziyaretçi çekebileceğini ifade ediyor. Bu tür keşifler, hem bilim dünyası hem de tarih meraklıları için büyük bir önem taşıyor.

Thumbnail

yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı, ülke genelinde derin bir üzüntüye yol açmıştı. O dönemde, halkın hissettiği acıyı ifade etmek için yazdığı şiir ve mektuplar, Ankara Radyosu'na gönderilmiş ancak yayınlanmamıştı. Bu duygusal metinler, 86 yıl sonra gün yüzüne çıkarılarak tarihe ışık tutuyor.

Vatandaşların kaleminden dökülen bu ağıtlar, Atatürk'e duyulan derin sevgi ve saygının birer ifadesi olarak dikkat çekiyor. "Seni kalbimize gömdük başka mezar istemez" gibi güçlü ifadeler, o dönemin duygusal atmosferini yansıtıyor. Bu metinler, sadece birer edebi eser olmanın ötesinde, Türk halkının milli liderine olan bağlılığını ve kaybının yarattığı derin boşluğu da gözler önüne seriyor.

Günümüzde bu tür tarihi belgelerin ortaya çıkması, geçmişle bugünü bağlayan önemli köprüler kuruyor. Atatürk'ün mirasına olan bağlılık, bu tür belgelerle daha da pekişiyor ve gelecek nesillere aktarılıyor. Bu ağıtlar, tarihin tozlu raflarından çıkarılarak, günümüz insanına o dönemin duygusal yoğunluğunu hissettirme fırsatı sunuyor.

Thumbnail

Emine Erdoğan, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenen 'Gül Baba ve Osmanlı Macaristanı'nda Manevi Miras' kitabının tanıtım programına katıldı. Etkinlik, Osmanlı İmparatorluğu'nun Macaristan'daki tarihi ve kültürel etkilerini ele alan bu önemli eserin tanıtımına sahne oldu. Gül Baba, Osmanlı döneminde Budapeşte'de yaşamış önemli bir figür olarak bilinir ve türbesi bugün hala ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Kitap, Gül Baba'nın manevi mirasını ve Osmanlı'nın Macaristan'daki izlerini detaylı bir şekilde incelemektedir. Emine Erdoğan'ın katılımı, Türkiye ve Macaristan arasındaki kültürel bağların güçlendirilmesine yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Programda, iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel ilişkilerin önemine vurgu yapıldı ve bu tür etkinliklerin kültürel mirasın korunması açısından taşıdığı değer dile getirildi. Emine Erdoğan, etkinlikte yaptığı konuşmada, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasının önemine dikkat çekti ve bu tür projelerin desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Thumbnail

Çocukların okuma alışkanlıklarını geliştirmek ve edebiyat dünyasına erken yaşta adım atmalarını sağlamak amacıyla kurulan kitap kulüpleri, son yıllarda giderek popüler hale geliyor. Bu bağlamda, Demirören Yayınları'nın iş birliği yaptığı kitabevlerinden biri olan Booky Kitabevi'nin sahibi Buket Erol, çocuklar için özel bir kitap kulübü kurduğunu duyurdu. Her hafta farklı yazarları ağırlayarak çocuklara edebiyat dünyasının kapılarını aralayan bu kulüp, çocukların okuma sevgisini artırmayı hedefliyor. Erol, iki kız annesi olarak çocukların okuma alışkanlıklarını geliştirmesi gerektiğine inandığını belirtti. Kulüp etkinlikleri, çocukların farklı yazarlarla tanışmasına ve kitaplar üzerinden interaktif bir öğrenme deneyimi yaşamasına olanak tanıyor. Bu tür etkinlikler, çocukların hayal güçlerini zenginleştirirken, aynı zamanda sosyal becerilerini de geliştirmelerine yardımcı oluyor. Booky Kitabevi'nin bu girişimi, ebeveynler ve eğitimciler tarafından da büyük ilgi görüyor. Çocukların kitaplarla daha fazla vakit geçirmesi ve okuma alışkanlıklarını erken yaşta kazanmaları, gelecekteki başarıları için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Thumbnail

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi’ne katılmak üzere Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e geldi. Erdoğan, Bişkek'te düzenlenen resmi törenle karşılandı. Ziyaret kapsamında, Kırgızistan’ın önemli kültürel ve tarihi mekânlarından biri olan Ata Beyit Anıtı'na giderek burada saygı duruşunda bulundu. Ayrıca, Türk dünyasının önemli edebiyatçılarından Cengiz Aytmatov'un kabrini de ziyaret etti. Erdoğan'ın bu ziyareti, iki ülke arasındaki kültürel ve tarihi bağların güçlendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Kırgızistan'da gerçekleştirdiği temaslar, hem ikili ilişkilerin geliştirilmesi hem de Türk Devletleri Teşkilatı'nın bölgesel işbirliğini artırma hedefleri doğrultusunda dikkat çekiyor. Zirve kapsamında yapılacak görüşmelerde, ekonomik işbirliği, kültürel değişim ve bölgesel güvenlik konularının ele alınması bekleniyor. Erdoğan'ın ziyareti, Kırgızistan ve Türkiye arasındaki dostluk ve işbirliğinin daha da pekişmesine katkı sağlayacak.

Thumbnail

Gülhane Parkı, İstanbul'un en eski ve en bilinen parklarından biri olarak, tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Parkın ağaç envanteri son yapılan çalışmalarla güncellendi ve toplamda 1173 ağacın bulunduğu belirlendi. Bu ağaçlar arasında en dikkat çekeni ise Nazım Hikmet'in ünlü şiirine konu olan ceviz ağacı. Şairin "Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda" dizeleriyle ölümsüzleştirdiği bu ağaçtan, o döneme ait sadece bir tane kalmış durumda. Yaklaşık yüz yaşında olan bu ceviz ağacı, hem edebi hem de tarihi bir değer taşıyor. Gülhane Parkı'nın ziyaretçileri, bu ağacı görmek için parkı sıkça ziyaret ediyor. Ağaç, Nazım Hikmet'in anısını yaşatırken, aynı zamanda İstanbul'un tarihi dokusunun bir parçası olarak da önemini koruyor. Park yönetimi, bu özel ağacın korunması için gerekli önlemleri alarak, gelecekte de varlığını sürdürmesini hedefliyor. Nazım Hikmet'in şiirine ilham veren bu ceviz ağacı, edebiyatseverler ve doğa tutkunları için Gülhane Parkı'nda mutlaka görülmesi gereken bir simge olarak öne çıkıyor.

Thumbnail

Üsküdar Meydanı'nda düzenlenen Sahaflar Festivali, kitapseverler için adeta bir cennet haline geldi. Türkiye'nin dört bir yanından gelen sahaflar, nadir bulunan kitaplardan antika eserlere kadar geniş bir yelpazede ürünlerini sergiledi. İzmir, Ankara, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Erzurum gibi farklı bölgelerden gelen ziyaretçiler, festivalin ilk gününden itibaren yoğun bir ilgi gösterdi. Sahaflar Birliği Derneği Başkanı Emin, bu tür etkinliklerin kültürel zenginliğin korunması ve yaygınlaştırılması açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Festivale katılanlar, sadece kitap alışverişi yapmakla kalmayıp, aynı zamanda edebiyat sohbetlerine de katılma fırsatı buldu. Üsküdar Belediyesi'nin desteğiyle gerçekleştirilen festival, hem sahafların hem de okuyucuların beklentilerini fazlasıyla karşıladı. Etkinlik boyunca düzenlenen imza günleri ve söyleşiler, kitapseverlerin ilgisini daha da artırdı. Üsküdar Sahaflar Festivali, kitap tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunarken, edebiyatın birleştirici gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Thumbnail

Britanya Müzesi'nde sergilenen ve 3 bin yıl öncesine ait olduğu belirlenen Babil haritası, tarih ve arkeoloji dünyasında büyük bir heyecan yarattı. Bu antik harita, Nuh'un Gemisi'ne dair önemli bilgiler içeriyor. Haritada, antik olayların kaydedildiği Imago Mundi isimli tablette, özellikle Ağrı Dağı'nın belirtilmiş olması dikkat çekiyor. Bu detay, Nuh'un Gemisi efsanesinin Ağrı Dağı ile olan bağlantısını yeniden gündeme taşıdı.

Araştırmacılar, bu keşfin Nuh'un Gemisi'nin gerçek yerini belirleme konusunda önemli ipuçları sunduğunu belirtiyor. Tabletin üzerindeki yazılar, o dönemin coğrafi ve kültürel bilgilerini de gözler önüne seriyor. Bu durum, tarihçilerin ve arkeologların dikkatini çekerken, bölgeye olan ilgiyi de artırıyor.

Ağrı Dağı, Nuh'un Gemisi efsanesiyle uzun zamandır ilişkilendirilen bir yer olarak biliniyor. Bu yeni bulgular, efsanenin gerçekliğine dair tartışmaları yeniden alevlendirebilir. Tarih ve arkeoloji meraklıları, bu keşfi yakından takip ediyor. Bu gelişmenin, bölgedeki turizmi de olumlu etkilemesi bekleniyor.

Thumbnail

British Museum'da yapılan araştırmalar, yaklaşık 3 bin yıl öncesine ait bir Babil haritasında Nuh'un Gemisi'ne dair ilginç detaylar ortaya çıkardı. 'Imago Mundi' adı verilen bu tablet, antik dünyaya dair önemli bilgiler sunuyor. Araştırmacılar, bu tabletin sadece bir harita olmadığını, aynı zamanda astronomik olaylar ve gelecekle ilgili kehanetler içerdiğini belirtiyor. Tabletin üzerindeki semboller ve yazılar, dönemin mitolojik ve tarihî olaylarına ışık tutuyor. Bu keşif, antik Babil'in dünya görüşünü ve kozmolojisini anlamak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bilim insanları, bu tür bulguların, geçmiş medeniyetlerin bilgi birikimini ve dünya algısını daha iyi anlamamıza yardımcı olduğunu vurguluyor. Nuh'un Gemisi'nin yerini belirleme çabaları, tarih ve mitolojinin kesişim noktasında yeni sorular ve araştırma alanları açıyor. Bu tür keşifler, tarihî belgelerin modern teknolojiyle yeniden incelenmesiyle elde ediliyor ve geçmişin sırlarını çözmeye yönelik önemli bir adım olarak kabul ediliyor.

Thumbnail

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya Gökalp Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, ünlü düşünür Ziya Gökalp'in Türkler ve Kürtler arasındaki ilişkiler üzerine söylediklerine dikkat çekti. Bahçeli, Gökalp'in "Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi her iki taraf için hem dini hem de siyasi bir farzdır" sözlerini hatırlatarak, bu sözlerin günümüzde de geçerliliğini koruduğunu vurguladı. Bahçeli'nin bu açıklamaları, Türkiye'nin toplumsal barış ve kardeşlik mesajlarına olan ihtiyacını bir kez daha gözler önüne serdi. Ziya Gökalp, Türk düşünce hayatında önemli bir yere sahip olup, özellikle milli kimlik ve kültür üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Bahçeli'nin bu sözleri, Gökalp'in fikirlerinin günümüzde de ne denli etkili olduğunu göstermektedir. Bu tür açıklamalar, toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelerek ortak bir gelecek inşa etme çabalarına katkı sağlamaktadır. Bahçeli'nin konuşması, Türkiye'nin çok kültürlü yapısının bir zenginlik olduğunu ve bu zenginliğin korunması gerektiğini bir kez daha hatırlatmaktadır.