Thumbnail

Hukukçunuz Sorularınızı Yanıtlıyor: Arızalı Araç ve Diyetisyen Problemleri

Günlük yaşamda karşılaşılan hukuki sorunlar, birçok insanın kafasında soru işaretleri oluşturuyor. Arızalı bir araç satın almak ya da diyetisyenle yaşanan maddi sorunlar gibi durumlar, hukuki bilgiye ihtiyaç duyan bireyler için sıkça karşılaşılan meseleler arasında yer alıyor. Peki, bu tür sorunlarla karşılaştığınızda ne yapmalısınız? İşte hukukçuların önerileri ve dikkat etmeniz gereken noktalar.

Arızalı Araç Sattılar: Hakkınızı Nasıl Arayabilirsiniz?

Arızalı bir araç satın almak, birçok kişi için büyük bir hayal kırıklığı olabilir. Bu durumda, ilk adım olarak aracı satın aldığınız yerle iletişime geçmek önemlidir. Eğer araçta ciddi bir arıza varsa ve bu durum satış öncesinde bildirilmediyse, tüketici haklarınızı kullanarak geri dönüş yapabilirsiniz. Türkiye'de Tüketici Hakları Kanunu, bu tür durumlarda tüketiciyi korumaktadır.

Aracın arızalı olduğunu belgelemek için, bir ekspertiz raporu almanız faydalı olacaktır. Bu rapor, arızanın varlığını ve boyutunu gösterecektir. Satıcı ile yapacağınız görüşmelerde bu raporu kullanarak hakkınızı arayabilirsiniz. Eğer satıcıyla anlaşma sağlanamazsa, Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurarak yasal süreci başlatabilirsiniz.

Diyetisyen Paramı Vermiyor: Geri Almak İçin Ne Yapmalıyım?

Diyetisyen hizmeti aldıktan sonra, beklediğiniz sonuçları alamadığınızda ya da hizmetten memnun kalmadığınızda, ödediğiniz ücreti geri almak isteyebilirsiniz. Bu durumda, öncelikle diyetisyenle iletişime geçerek durumu açıklamanız önemlidir. Eğer diyetisyenle anlaşma sağlanamazsa, tüketici haklarınızı kullanarak geri talep edebilirsiniz.

Diyetisyenle yapılan sözleşmenin şartlarını incelemek, geri talep sürecinde size yardımcı olacaktır. Eğer sözleşmede belirli bir memnuniyet garantisi varsa, bu durumu dile getirerek hakkınızı arayabilirsiniz. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı'na ya da ilgili meslek odalarına şikayette bulunarak da süreci başlatabilirsiniz.

Eşin Evi: Boşanma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Boşanma sürecinde, eşin evi gibi maddi varlıkların paylaşımı oldukça önemli bir konudur. Eşlerin mal paylaşımı, Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmektedir. Boşanma sırasında, evin durumu ve değeri hakkında bilgi sahibi olmak, haklarınızı korumanız açısından kritik bir öneme sahiptir.

Eğer ev, eşinizin üzerine kayıtlıysa, boşanma sürecinde bu durumu göz önünde bulundurmalısınız. Mal paylaşımında, evin değeri ve sizin katkınız gibi unsurlar dikkate alınarak bir çözüm yolu bulunabilir. Bu süreçte bir avukattan yardım almanız, haklarınızı daha iyi korumanıza yardımcı olacaktır.

Sonuç

Hukuki sorunlarla karşılaşmak, çoğu zaman karmaşık ve stresli bir süreç olabilir. Ancak, doğru adımları atarak ve hukuki haklarınızı bilerek bu sorunları aşmanız mümkündür. Arızalı araçlar, diyetisyen problemleri ve boşanma süreçleri gibi konularda dikkatli olmak, haklarınızı korumanız açısından son derece önemlidir. Unutmayın, her durumda profesyonel bir hukuki destek almak, sürecin daha sağlıklı ilerlemesine yardımcı olacaktır.

Thumbnail

İstanbul'da Fırtına Uyarısı: Hızlı ve Şiddetli Rüzgar Geliyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, İstanbul için önemli bir uyarı yaptı. Nisan ayının son günlerinde sıcaklıkların artması beklenirken, beklenmedik bir soğuk hava dalgası ve kuvvetli fırtına İstanbul'u etkisi altına alacak. Yapılan açıklamalara göre, rüzgarın hızı 50-70 km arasında değişecek. Bu durum, özellikle açık alanlarda ve yüksek kesimlerde ciddi tehlikeler oluşturabilir.

Fırtına, İstanbul'da 3 Mayıs tarihinde etkisini göstermeye başlayacak. Meteoroloji, vatandaşları dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Fırtınanın getireceği olumsuz hava koşulları, ulaşımda aksamalara ve ağaç devrilmelerine yol açabilir. Bu nedenle, özellikle araç sürücülerinin ve yayaların dikkatli olması gerekiyor.

Hava durumu tahminlerine göre, fırtınanın ardından yağmur da bekleniyor. Bu durum, İstanbul'un genel hava koşullarını daha da zorlaştıracak. Yağışların, fırtınanın etkisiyle birleşmesi, su baskınlarına yol açabilir. Bu nedenle, yağışlı havalarda dışarı çıkacak olanların tedbirli olmaları önem taşıyor.

Meteoroloji'nin bu uyarısı, İstanbul'da yaşayanlar için büyük bir önem taşıyor. Fırtınanın etkisiyle birlikte, özellikle kıyı bölgelerinde deniz dalgalarının da yükselebileceği belirtiliyor. Bu nedenle, deniz kenarında bulunanların dikkatli olmaları ve gerekli önlemleri almaları öneriliyor.

İstanbul'da beklenen bu fırtına, birçok insanın günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, hava durumu tahminlerini takip etmek ve gerekli önlemleri almak, bu süreçte büyük önem taşıyor.

Thumbnail

Yapay Zeka'nın Hazırladığı 7 Günlük Akdeniz Diyeti ile Sağlıklı Yaşam

Yapay zeka, son yıllarda sağlık ve beslenme alanında devrim niteliğinde yenilikler sunuyor. Türkiye'de ilk kez, bilim insanlarının binlerce yıllık araştırmalarını harmanlayarak oluşturduğu 7 günlük müthiş diyet listesi, Akdeniz diyetinin sağlıklı ve lezzetli yönlerini ön plana çıkarıyor. Hollywood yıldızlarının da gözdesi olan bu diyet, hem kilo vermek hem de sağlıklı bir yaşam sürmek isteyenler için ideal bir seçenek sunuyor.

Akdeniz Diyeti Nedir?

Akdeniz diyeti, zeytinyağı, sebze, meyve, tahıl ve balık ağırlıklı bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, kalp sağlığını koruma, kilo kontrolü sağlama ve genel yaşam kalitesini artırma gibi birçok fayda sunar. Yapay zeka tarafından oluşturulan bu diyet listesi, bu sağlıklı beslenme tarzını daha erişilebilir hale getiriyor.

7 Günlük Diyet Listesi

1. Gün:
- Kahvaltı: Yulaf ezmesi, taze meyveler ve ceviz
- Öğle: Zeytinyağlı sebze yemeği ve tam buğday ekmeği
- Akşam: Izgara somon ve yeşil salata

2. Gün:
- Kahvaltı: Tam tahıllı ekmek, avokado ve domates
- Öğle: Nohut salatası ve yoğurt
- Akşam: Tavuk göğsü, kinoa ve brokoli

3. Gün:
- Kahvaltı: Smoothie (ıspanak, muz, badem sütü)
- Öğle: Mercimek çorbası ve tam buğday ekmeği
- Akşam: Fırında sebzeler ve zeytinyağlı sardalya

4. Gün:
- Kahvaltı: Chia tohumu pudingi ve meyve
- Öğle: Quinoa salatası ve zeytinyağı
- Akşam: Izgara sebzeler ve tavuk

5. Gün:
- Kahvaltı: Yunan yoğurdu ve bal
- Öğle: Zeytinyağlı enginar ve bulgur pilavı
- Akşam: Fırında levrek ve roka salatası

6. Gün:
- Kahvaltı: Tam buğdaylı pancake ve meyve
- Öğle: Sebze çorbası ve tam buğday ekmeği
- Akşam: Izgara kuzu eti ve sebze garnitürü

7. Gün:
- Kahvaltı: Omlet ve yeşil biber
- Öğle: Tavuklu salata ve zeytinyağı
- Akşam: Fırında sebzeler ve kinoa

Bu diyet listesi, sağlıklı beslenmeyi teşvik ederken, aynı zamanda lezzetli yemek alternatifleri sunuyor. Yapay zeka, bu besinlerin kombinasyonunu en iyi şekilde harmanlayarak, hem besin değerini artırıyor hem de damak tadına hitap ediyor.

Sonuç olarak, yapay zeka destekli bu 7 günlük diyet, sağlıklı yaşamı benimsemek isteyen herkes için mükemmel bir başlangıç noktası sunuyor. Akdeniz diyetinin faydalarını keşfederken, lezzetli yemeklerle dolu bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Thumbnail

Nazlı Sabancı'nın Şaşırtan Mütevazılığı: Lüks Yerine Uygun Fiyatlı Seçim

Nazlı Sabancı, Türkiye'nin tanınmış iş insanlarından Hacı Sabancı'nın eşi olarak lüks yaşam tarzıyla biliniyor. Ancak son zamanlarda yaptığı bir seçim, onun mütevazı yönünü gözler önüne serdi. Milyonlarca TL değerindeki Fransız çantasını bir kenara bırakarak, fiyatı 5 bin TL olan yerli bir markayı tercih etti. Bu durum, sosyal medyada geniş yankı buldu ve takipçileri arasında ilgiyle karşılandı.

Nazlı Sabancı'nın bu tercihi, sadece bir moda seçimi değil, aynı zamanda yerli markalara olan desteğin de bir göstergesi. Türkiye'de son yıllarda yerli markalara olan ilgi artarken, ünlü isimlerin bu markaları tercih etmesi, tüketiciler üzerinde olumlu bir etki yaratıyor. Nazlı Sabancı'nın bu davranışı, lüks tüketim anlayışının sorgulanmasına ve daha mütevazı seçimlerin değerinin anlaşılmasına katkıda bulunuyor.

Bu olay, sosyal medyada geniş bir tartışma başlattı. Bazı takipçileri, Nazlı Sabancı'nın bu mütevazı tercihinin ardında yatan nedenleri merak ederken, diğerleri ise bu davranışın bir pazarlama stratejisi olup olmadığını sorguladı. Ancak sonuç olarak, Nazlı Sabancı'nın bu kararı, toplumda daha geniş bir etki yarattı ve birçok kişiyi düşündürdü.

Sonuç olarak, Nazlı Sabancı'nın yerli markaya yönelmesi, sadece bir moda tercihi değil, aynı zamanda toplumsal bir mesaj taşıyor. Lüks tüketim yerine daha mütevazı seçimlerin yapılabileceğini gösteren bu durum, birçok kişi için ilham verici bir örnek oldu. Ünlü isimlerin bu tür davranışları, toplumda daha geniş bir değişim yaratabilir.

Thumbnail

İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi: Enerjide Yeni Stratejiler ve Katılımcılar

Türkiye, enerji alanında önemli bir dönüm noktasına doğru ilerliyor. 2 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilecek olan Doğal Kaynaklar Zirvesi, bu alandaki yeni stratejilerin belirlenmesine zemin hazırlayacak. Turkuvaz Medya'nın ev sahipliğinde düzenlenecek zirve, enerji sektöründe önemli iş birliklerinin temellerinin atılacağı bir platform olacak.

Zirveye katılacak bakanlar arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı gibi önemli isimler yer alıyor. Bu bakanların katılımı, zirvenin önemini artırmakta ve enerji politikalarının geleceği hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Zirve, enerji alanında yenilikçi yaklaşımların ve sürdürülebilir çözümlerin tartışılacağı bir forum işlevi görecek.

Zirvenin gündeminde, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması, enerji verimliliği ve çevre dostu uygulamalar gibi konular ön planda olacak. Ayrıca, uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi ve yerli enerji kaynaklarının kullanımı da tartışılacak başlıca konular arasında yer alıyor. Bu bağlamda, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı hedefleri doğrultusunda atacağı adımlar büyük bir merakla bekleniyor.

Zirve, sadece bakanların değil, aynı zamanda sektör temsilcilerinin, akademisyenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla geniş bir katılımcı profiline sahip olacak. Bu durum, enerji alanında farklı bakış açılarını bir araya getirerek, daha kapsamlı ve etkili çözümlerin üretilmesine olanak tanıyacak.

Sonuç olarak, İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi, Türkiye'nin enerji politikalarının şekillenmesinde kritik bir rol oynayacak. Enerji alanında yeni stratejilerin belirlenmesi ve iş birliklerinin güçlendirilmesi açısından önemli bir fırsat sunan bu zirve, sektördeki gelişmeleri yakından takip edenler için kaçırılmaması gereken bir etkinlik.

Thumbnail

Milyonlarca emekli, 2025 yılına ait ikinci ikramiyelerini Haziran ayının başında alacak. Bu ikramiyeden yararlanmak için Mayıs sonuna kadar emeklilik başvurusu yapanların da bu ödemeden faydalanacağı duyuruldu. Emeklilerin beklediği bu ödeme, birçok kişi için önemli bir maddi destek sağlıyor. Peki, bu ikramiyenin detayları neler? Zam oranları ve ödeme tarihleri hakkında bilmeniz gereken her şeyi derledik.

İkramiye Ödemeleri Ne Zaman Yapılacak?

Haziran ayının başında yapılacak olan ikinci ikramiye ödemeleri, emeklilerin hesaplarına yatırılacak. Bu ödemelerin ne zaman yapılacağı, emeklilerin merak ettiği konular arasında yer alıyor. Genellikle, ikramiyeler belirli tarihlerde düzenli olarak ödeniyor. 2025 yılı için belirlenen tarihler, emeklilerin bütçelerini planlamalarında önemli bir rol oynuyor.

Zamlı İkramiye Miktarı

Bu yılki zamlı ikramiye miktarları, emeklilerin alacakları ödemeleri doğrudan etkiliyor. Hükümetin yaptığı açıklamalara göre, emeklilerin ikramiyeleri belirli bir oranda artış gösterecek. Bu artış, emeklilerin yaşam standartlarını iyileştirmek amacıyla gerçekleştiriliyor. Emeklilerin alacakları zamlı ikramiye miktarları, her yıl belirlenen enflasyon oranlarına göre güncelleniyor.

Emeklilik Başvurusu Yapanlar İçin Fırsat

Mayıs sonuna kadar emeklilik başvurusu yapanlar, bu zamlı ikramiyeden yararlanma fırsatına sahip olacak. Bu durum, emeklilik sürecinde olan bireyler için büyük bir avantaj sağlıyor. Erken başvuru yapan emekliler, ikramiyelerini zamanında alarak maddi açıdan rahatlayabilecekler.

Sonuç olarak, emeklilerin Haziran ayında alacakları ikinci ikramiye, birçok kişi için önemli bir destek kaynağı olacak. Zamlı ikramiye miktarları ve ödeme tarihleri, emeklilerin yaşam standartlarını artırmak adına büyük bir önem taşıyor. Emeklilik başvurusu yapmayı düşünenler için de bu süreç, fırsatlarla dolu.

Thumbnail

Fırsatçılar deprem sonrası harekete geçti! Ünlülerin evleri hayal tacirlerinin sermayesi oldu: Komşunuz Kıvanç veya Ata olabilir

Son dönemde Türkiye, büyük bir felaketle sarsıldı. Deprem sonrası yaşanan yıkım, birçok insanı evsiz bırakırken, bazı fırsatçılar bu durumu kendi çıkarları için kullanmaya başladı. Emlak piyasasında ortaya çıkan dolandırıcılık vakaları, özellikle ünlü isimlerin isimlerini kullanarak yapılan sahte satışlarla dikkat çekiyor. Kıvanç Tatlıtuğ veya Ata Demirer gibi ünlülerin komşusu olma vaadiyle insanları kandıran dolandırıcılar, bu süreçte ciddi bir tehlike oluşturuyor.

Emlak fırsatçılığı nedir?

Emlak fırsatçılığı, genellikle doğal afetler veya ekonomik kriz dönemlerinde ortaya çıkan bir durumdur. Bu süreçte, bazı kişiler, insanların çaresizliğinden faydalanarak sahte ilanlar ve yalan beyanlarla mülk satışı yapmaya çalışır. Deprem sonrası, bu tür dolandırıcılıkların artması, mağdurların sayısını artırmakta ve güven duygusunu zedelemektedir.

Ünlü isimlerin adı neden kullanılıyor?

Ünlülerin isimleri, dolandırıcılar için bir cazibe merkezi haline gelmiştir. İnsanlar, tanınmış bir ismin komşusu olma hayaliyle, daha fazla para ödemeye istekli olabiliyor. Bu durum, dolandırıcıların sahte ilanlarını daha çekici hale getiriyor. Kıvanç Tatlıtuğ'un veya Ata Demirer'in komşusu olma vaadi, birçok insanı yanıltmakta ve dolandırıcılığa açık hale getirmektedir.

Dolandırıcılıkla mücadele yolları

Bu tür dolandırıcılıklara karşı dikkatli olmak, her bireyin sorumluluğudur. Emlak alım-satım işlemlerinde, resmi belgelerin kontrol edilmesi, tapu dairesi ile iletişime geçilmesi ve güvenilir emlak ofisleri ile çalışılması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, sosyal medya ve internet üzerinden yapılan ilanlara karşı da dikkatli olunmalı, şüpheli durumlar yetkililere bildirilmelidir.

Sonuç olarak, deprem sonrası yaşanan bu tür dolandırıcılıklar, hem bireyler hem de toplum için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. İnsanların bu konuda bilinçlenmesi ve dikkatli olması, mağduriyetlerin önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.

Thumbnail

Türk Hava Yolları, uluslararası pazarda büyüme hedefleri doğrultusunda önemli adımlar atmaya devam ediyor. Son olarak, Japonya'nın Osaka şehrinde düzenlenen EXPO 2025 etkinliğine katılarak, dünya genelinde dikkat çekici bir tanıtım atağı başlattı. THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, bu etkinlikte yaptığı açıklamalarda, 11 ülkede 15 milyon turist çekmeyi hedeflediklerini belirtti. Bu stratejik hamle, Türk Hava Yolları'nın 45 milyar dolarlık bir gelir hedefi doğrultusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

THY'nin bu yeni stratejisi, özellikle Asya pazarında büyümeyi hedefliyor. Japonya'nın yanı sıra, Güney Kore, Çin, Hindistan gibi ülkelerde de tanıtım faaliyetleri artırılacak. Bu ülkeler, Türk Hava Yolları'nın genişletmeyi planladığı destinasyonlar arasında yer alıyor. Ayrıca, THY'nin bu hamlesi, Türkiye'nin turizm sektörünü de canlandırmayı amaçlıyor.

Osaka'daki EXPO 2025, Türk Hava Yolları için sadece bir tanıtım fırsatı değil, aynı zamanda Türkiye'nin kültürel ve turistik değerlerini dünya ile paylaşma imkanı sunuyor. Ahmet Bolat, bu etkinliğin Türkiye'nin uluslararası alandaki görünürlüğünü artıracağını ve Türk turizmine katkı sağlayacağını vurguladı.

THY'nin bu stratejik hamlesi, sadece havacılık sektöründe değil, aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik büyümesinde de önemli bir rol oynayacak. 45 milyar dolarlık hedef, Türk Hava Yolları'nın global pazardaki rekabet gücünü artırma çabalarının bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak, Türk Hava Yolları'nın EXPO 2025'teki varlığı ve 11 ülkede gerçekleştireceği tanıtım çalışmaları, hem havacılık hem de turizm sektöründe önemli bir dönüm noktası olabilir. THY'nin bu yeni hedefleri, Türkiye'nin uluslararası alandaki konumunu güçlendirecek ve ülkeye daha fazla turist çekilmesine katkı sağlayacaktır.

Thumbnail

Binyamin Netanyahu'nun Filistin Devleti Açıklamaları ve Uluslararası Tepkiler

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistin devleti kurulmasını "saçma bir fikir" olarak nitelendirdi. Bu açıklama, uluslararası toplumda büyük bir yankı uyandırdı. Netanyahu'nun bu ifadeleri, Filistin meselesinin çözümüne dair mevcut uluslararası kararları hiçe sayarak, bölgedeki gerilimi artırma potansiyeli taşıyor.

Netanyahu'nun açıklamalarının ardından, birçok ülke ve uluslararası kuruluş, bu durumu eleştirerek, barış sürecinin önemine vurgu yaptı. Filistin devleti kurulması, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan bir hak olarak öne çıkıyor. Ancak İsrail'in bu konudaki tutumu, barış görüşmelerinin ilerlemesini engelleyebilir.

Filistin halkı, uzun yıllardır bağımsız bir devlet kurma mücadelesi veriyor. Bu bağlamda, Netanyahu'nun açıklamaları, Filistinlilerin uluslararası destek bulma çabalarını zayıflatabilir. Ayrıca, bu durum, bölgedeki diğer ülkelerin de tutumlarını etkileyebilir.

Uluslararası toplumun, Netanyahu'nun bu açıklamalarına karşı nasıl bir tepki vereceği merak konusu. Barış sürecinin yeniden canlandırılması için, tüm tarafların diyalog kurması ve karşılıklı anlayış geliştirmesi büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, Netanyahu'nun Filistin devleti ile ilgili yaptığı açıklamalar, sadece bir siyasi söylem değil, aynı zamanda bölgedeki barış sürecinin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir. Bu tür ifadelerin, uluslararası ilişkilerde yaratacağı etkiler, önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.

Thumbnail

Fenerbahçe'den ABB Fomget'e Soruşturma Talebi: Kadın Futbolunda Gelişmeler

Fenerbahçe, Kadın Futbol Süper Ligi'nde yaşanan bazı olaylar nedeniyle TFF'ye başvuruda bulundu. ABB Fomget ile Çekmeköy Bilgidoğa ve Bornova Hitabspor ile ABB Fomget arasında oynanan maçlarla ilgili olarak soruşturma talep edildi. Bu durum, kadın futbolundaki rekabetin ve adaletin sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Fenerbahçe'nin başvurusu, maçlarda yaşanan bazı tartışmalı anların ardından geldi. Takım, bu olayların incelenmesi ve gerekli önlemlerin alınması için TFF'ye resmi bir talepte bulundu. Kadın futbolunun gelişimi ve şeffaflığı açısından bu tür adımlar, ligdeki tüm takımların eşit şartlarda mücadele etmesi için kritik öneme sahip.

Fenerbahçe'nin bu talebi, kadın futbolunun daha fazla ilgi görmesi ve desteklenmesi adına da önemli bir gelişme. Sporun her branşında olduğu gibi, kadın futbolunda da adaletin sağlanması, rekabetin kalitesini artıracak ve daha fazla taraftarın ilgisini çekecektir. Bu tür olayların üstesinden gelinmesi, kadın futbolunun geleceği için umut verici bir durum olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak, Fenerbahçe'nin TFF'ye yaptığı başvuru, kadın futbolundaki adalet arayışının bir göstergesi. Bu tür gelişmeler, sporun her alanında olduğu gibi, kadın futbolunun da daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkı sağlayacaktır.